Gönül Bölükbaşı

Gönül Bölükbaşı

Bir yol vardır fincandan fincana…

Gönül Bölükbaşı’nın kahve markası Coffee Bundle Muhabbetli Türk kahvesine tesadüfen rastladım. Ve çok beğendim. Orta kavrulmuş bir kahveydi ama yine de güçlüydü. Rahatlıkla iki ölçü olarak içebiliyordum. Yakınlarıma hediye edip önerdiğimde onların da beğendiğini ve severek tükettiğini görüyorum. 

Türk kahvesinin bizim için pek çok ifadesi var. Ağırlanmanın, çayla birlikte, ilk akla gelen sembollerinden. Uygun dozda tüketildiğinde, özellikle diğer kremalı ve çok karışık kahvelerle karşılaştırıldığında, sağlıklı olduğunu söyleyen hekimler de var. Eşlikçileri ise başka bir dünya. Bir klasik olan lokum, çeşit çeşit çikolatalar, şekerlemeler, hurma, pestil, kuru meyve…. Ve elbette likör. Tüm bunların yanında temiz, güvenilir kaynaktan gelen bir bardak suyu da unutmadan. Hepimizin ferah kahveleri olması dileğiyle…

Ahu Somay: Nasıl karar verdiniz bir kahve markası kurmaya?

Gönül Bölükbaşı: Coca Cola Company’de çalışıyordum. İstanbul Altunizade’deki bu şirket Atlanta’ya bağlı olarak çalışır ve meşrubatı pazarlama şirketidir. Ben ambalaj bölümünde çalışıyordum, bu bölüm medyaya bağlıydı. Çalıştığım bölüm için üretilen ürün tüketiciyle konuşan, ben buradayım diyen, duygu veren bir ürün olmalı. Benim kreatif tarafım böylece biraz gelişti. Fakat ev-iş arası gidip gelmenin zorlukları ve yirmi üç yıllık kurumsal hayatın getirdiği yorgunlukla ayrılmak istedim. Ama ambalaj danışmanlığı yapmaya devam ettim. Onu yaparken Amerika’dan bir arkadaşım geldi, catering yapan biri. Biz çok butik, elli kişilik, yönetim gruplarına, evde bir nişana, kapalı gruplara hizmet vermeye başladık. Ve çok güzel işler yaptık. Pandemiyle birlikte davetler duraksayınca online eğitimler vermemizi isteyenler oldu; ortağım bir şefti ve birkaç eğitim verdik. Daha sonra siz bize hediye kutuları yapın dediler evlere hediye kutuları göndermeye başladık. Kahveye bağlayacağım bu anlattıklarımı…. Ben burada şunu gördüm: her on kutunun altısında kahve isteniyor. Bir firma çalışanına bir lokum, bir fincanla birlikte kahve göndermek istiyor. Bunu alan kişi de “ben bunu ne yapacağım?” demiyor. Zaten hep tüketilen bir şey. Siz bir gruba, bin üç yüz kişinin iki yüz ellisine bir şişe içki göndermiş olsanız belki iki yüz kişi sevinebilir ama içlerinden ellisi bunu içmeyecek. Çok farklı önerilerim de oluyordu firmalara ama dönüp dolaşıp kahve, fincan, lokum da karar kılıyorlardı. Ben tam da burada ambalaj bilgimle kahve üreticiliğini birleştirebilirim diye düşünmeye başladım. Kendi ambalajlarımı yapıp kendi kahvemi üretip bunu önerebilirim diyerek yola çıktım. Kahve çok pahalı bir ürün değil ve çabuk tüketiliyor. Bu işe başlayınca birçok kadın üreticiyle tanıştım. Anadolu’dan muazzam kahve siparişi aldım. Çünkü bu kadınların Antep’te, Urfa’da ya da başka başka şehirlerde kendi kurumsal müşterileri var.

– Fason üreticileriniz mi var ?

– Evet. Ambalajları kendim tasarlıyorum ve yaptırıyorum ve her aşamasında işin başında duruyorum. Kahve konusunda ise fason üreticilerim var. Yani benim bir kahve dolum yerim yok, zaten satıcıların yüzde doksanının yok. Genelde kahveyi Türkiye’ye getiren büyük firmalar bize kavrulmuş ya da kavrulmamış halde satıyorlar. Şu anda kavrulmuş kahve satın alıyorum ama yakın zamanda kendi kahve kavurma makinemi alıp taze olarak kavurup satabilirim. Çalıştığım yer bana kapılarını açıyor ve kahvem kavrulurken başında duruyorum. Çekirdeğimiz Brezilya Rio Manas. Tüm Türk kahvesi üreticileri bu bölgeden alıyor kahvelerini. Çok çok kaliteli bir kahve değil aslında. Savaş döneminde Türkiye’de kahve temin edilemeyince bu bölgeden gelen kahve bir alışkanlık yaratıyor. Rio Manas’ın tüm kahvesi Türkiye’ye geliyor. Hatırlarsanız iki sene önce bir don oldu bölgede ve ürün azaldı. İlk defa Türk kahvesi fiyatı filtre kahve fiyatını geçti bu dönemde. 

-Türk kahvesi sizin için ne ifade ediyor?

-Türk kahvesi en kolay pişirilen kahve. Bir bakır cezve, su ve tercih ediyorsanız biraz şekerle kısık ateşte yapabiliyorsunuz. Hiçbir ekipmana ihtiyacınız yok. Ama bir espresso kahve için en basitinden beş bin lira ile kırk beş bin lira arasında bir makineye ihtiyacınız var. Filtre kahve istiyorsanız başka demleme ekipmanlarına ihtiyacınız var. Türk kahvesinin ayrıca sunum şekli çok farklı. Göze hitap ediyor. Hem modern çizgide hem klasik çizgide fincan üretimleri var. Bu da Türk kahvesinin sadece içilen bir şey değil sunulan bir şey olduğunu gösteriyor. 

-Kahve tüketimi de artıyor dünya üzerinde….

-Dünyada kahve tüketimi zaten çok arttı. Bunu gençlere bağlıyorum. Bu benim anne olarak tespitim.  Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, çocuklar, gençler aileleri ne sunarsa sunsun tersini yapıyorlar. Bizim evde de kahveye çok para harcanıyordu. Gençler kahvaltı da yapmıyor, kahve içiyor. Bir de her şey çok pahalı. Biz eskiden sekiz on kişi kebapçıya giderdik ve yemeğin sonunda herkes “Allah aşkına ben ödeyeceğim” diye hesabı almaya çalışırdı. Artık böyle bir dünya yok. Dışarı çıkıldığında kendi payımıza düşeni ödüyoruz. Gençler de rahat rahat dışarıda yemek yiyemiyor.  Ama wi-fi’ı olan , kendileri gibi çocukların çalıştığı mekânlarda uzun oturabiliyorlar. Kremayla, şekerle kahvelerin kalorisi üç yüz elli kaloriye kadar çıkıyor, dolayısıyla o kalori ihtiyacı da karşılanıyor. Sade bir kahvenin kalorisi altı kaloridir oysa….  Tüm bu tüketim içinde nitelikli kahve içilen dükkânlar açılıyor. Buna seviniyorum. Zincirler eskiden daha düşük fiyatta kahve satarken ranttan dolayı onların sattığı kahvenin fiyatı da yükseldi.

Brownie

Bu Brownie tarifi ortağım şef Berna Gürşen’in kitabından. Türk kahvesinin  yanına yakışacağını düşünüyorum. Ayrıca kolay bir tarif, herkes evde yapabilir. Şefimiz genç meraklıların bile rahatlıkla tutturabileceği bir reçete olduğunu söylüyor.

Hazırlanışı

  1. Fırınınızı 200 dereceye ayarlayın ısınmaya başlasın.
  2. Kenarları 20×30 cm olan dikdörtgen kalıbınıza yağlı kağıt serin.
  3. Çikolata ve tereyağını birlikte benmaride eritin.
  4. Ocaktan alın, kahveyi ekleyin, çırparak kahvenin karışım içinde erimesini sağlayın, soğumaya bırakın.
  5. Bu sırada yumurtaları ve tuzu hafif tepecikler oluşana kadar çırpın. Yavaş yavaş şekeri de ekleyip çırpmaya devam edin.
  6. Çikolata ve tereyağı karışımının içine vanilyayı ekleyin.
  7. Yumurtalı karışımı çırpmaya devam ederken çikolatalı karışımı da yavaş yavaş içine ekleyin. Çok kısa bir süre karıştırın.
  8. Unu eleyin, sıvı karışımın içine katın ve bir spatula yardımı ile homojen bir karışım olana kadar karıştırın.
  9. Son olarak cevizleri de katıp birkaç sefer karıştırıp hazırladığınız kaba dökün.
  10. Fırının ısısını 180 dereceye düşürün. Kalıbı hemen fırına koyun.
  11. Yaklaşık 25-30 dakika pişirin. Tam ortasına kürdanı batırdığınızda kürdan temiz çıkacak.
  12. Fırından çıkarıp tel ızgara üzerinde soğutun.

– Malzemeler –

  • 120 gr. bitter kuvertür çikolata
  • 100 gr. tereyağı
  • 1 tatlı kaşığı Türk kahvesi
  • 3 büyük boy yumurta
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1.5 kap (300 gr.) toz şeker
  • 1 çay kaşığı vanilya özütü
  • 3/4 kap (85 gr.) un
  • 1.5 kap (180 gr.) ceviz

Bu Brownie tarifi klasik brownie tariflerinden farklı olarak içinde bir miktar Türk kahvesi barındırmaktadır. Arzu ederseniz ayrıca bir miktar tarçın da ekleyebilirsiniz.

Kekinizi fazla pişirmemeye dikkat edin. Üzeri kabuk bağlayacak ama içi nemli kalacaktır.

Related Posts