Nahide Mutlu

Nahide Mutlu

Sosyal medya ve yemek paylaşımları

Nahide Mutlu eski arkadaşım. Gazetecilikten kopmadan başka işler yapmaya devam ediyor çoğumuz gibi. Nahide’yle röportaj yapmak benim için önemliydi çünkü akademide görevli  iktisatçıların, geçmiş dönemde Merkez Bankası’nda çalışan yöneticilerin yazılarını, kitaplarını ve tweetlerini  sadece ikimiz okuyor olabiliriz. İktisat yemekle iç içe. Sosyal medyada yemek başlığında bugün neler oluyor diye başladık ama iktisada gelemedik. Umarım bir sonraki sefere…

Fotoğraf: Delizia Flaccavento

Ahu Somay: Gazeteciliğe Gurme Ajanda’yla devam ediyorsun ama bir sosyal medya ajansın da var. Ne görüyorsun sosyal medyada yemeğe dair?

Nahide Mutlu: İnternet var olduğundan beri her on yılda bir mucizevi “şey” geliyor. Sosyal medya onlardan bir tanesi. Dolayısıyla hem markalara hem kişilere kendini ifade etme olanağı verdi. Çok hızlı popülerleşti. Ve herkes kendini ifade etme çabasını bence olması gerekenden çok fazla ciddiye almaya başladı. Yemek de kişilerin kendilerini en kolay ifade edebileceği, fotoğrafların en güzel göründüğü, hikâyelerin en güzel olduğu ve  aynı zamanda herkese hitap eden bir konu olduğu için sosyal medyada öne çıktı. 

Ahu Somay: Öne çıkmasını ikimiz de sorun etmiyoruz sanırım. İçerik önemli. Kimin anlattığı? Ve ne anlatıldığı? Yemeği kim aktarıyor? 

Nahide Mutlu:  Ayırım yok. Bu işe çok fazla zaman ayırdığı için yemeği çok iyi bildiğini düşünen insanlar da var, uzun zamandır bu alanda çalışan da. Kimi takip ettiğinizi bilirseniz, sosyal medya çok şey öğrenebilmek için faydalı bir yer. Ama algoritma size öyle öneriyor diye ya da sadece güzel fotoğrafı beğenilen kişi manipülatif olabiliyor. Restoran fotoğraflarında böyle şikayetler oldu. Fotoğraflar çok güzel ama mekân aynı şekilde değil…. Bunun yanında çok iyi  fotoğraf restorana müşteri çekebiliyor. Gerçekçi olmayan sunumlar var sosyal medyada. Bir de şu var: Yemekle ilgili sonsuz fotoğraf çekilebilir. Ama onlara sonsuz bakmaktan hoşlanıyor muyuz? Çünkü kendini tekrar etmeye başlıyor.

Ahu Somay:  Bize bir mekânı, bir ürünü tanıtmak isteyen kişiler sosyal medyadan para kazanıyor mu?

Nahide Mutlu: Markaların influencer olarak gördüğü kişiler, ki bu durum sadece takipçi sayısıyla ilgili değil, kimler tarafından takip edildiği daha önemli, para kazanıyor.

Ahu Somay: Sosyal medyanın bir etkisi var ama ulusal gazeteler ya da daha “ciddi” platformların sayısında artış olsa bu etki azalır mı?

Nahide Mutlu: Bu sabah şunu fark ettim. Çağla Şıkel Youtube’da saç maşası kullanımını anlatıyor, teknik gösteriyor. Muhtemelen kendi evde de çok kullanıyor, kuaföre de gidiyor orada da kullanılıyor. Eskiden güzellik dergisi alınacak, onlara bakılacak, ki onların çoğu “how to?” göstermez. Dolayısıyla üç buçuk dakikalık bir videoyla kullanımı öğrenmek mümkün. Bunun fonksiyonalitesi geçmez. Ama bunun üzerinden para kazanma… Gelir dağılımıyla ilgili çok büyük sorunlar var. Journo’da bununla ilgili bir yazı vardı. Ya bırakırsın içerik üretmeyi “bundan para kazanamıyorum”diyerek ya da başka bir yola girersin ;başka markalarla işbirliği yapmak gibi. Bir noktada tıkanacağı yerler de var, ama devam edeceği yerler de var.

Ahu Somay: Influencer olarak kabul edilmişsen de sponsor bulmak kolay değil. Kim buluyor sponsorları?

Nahide Mutlu: Burcu Esmersoy! Güzel bir kadın olması, duruşu, profesyonel olması…. Başka sebepler de vardır. Ayrıca markalar şöhret olmuş kişilerin üzerinden gitmek istiyorlar. Marketing bugün Türkiye’de marketing bilen insanlar tarafından yönetilmiyor. Dijital ortam aksiyona, satışa yönelik; bu aksiyonu orada aldırabiliyorsun. Repütasyon es geçiliyor. Hafta sonu bir gazete açıp okuduğunda hepsi markanın repütasyonu ve bilinirliği üzerinedir. Kampanya, indirim çok daha azdır.

Ahu Somay: Restoranlar için de benzer bir durum oluştu. Onlar da dijital platformları kullanıyor.

Nahide Mutlu: Evet, bir restoran Yemek Sepeti’ne girdiğinde satışlarını artırabiliyorsa, reklam yapmasına gerek olmayabilir. Günde 300 course yemek çıkarabiliyorsa, 200 course sipariş de Yemek Sepeti’nden geliyorsa buraya komisyon verebiliyor. Eskiden ne yapılırdı: Broşür, el ilanı  bastırılırdı, ulusal basına girilmeye çalışılırdı. PR ayrı çaba gösterirdi, eşe-dosta haber verilirdi. Getir gibi bir platform da aynı.

Ahu Somay: Türkiye’de gıdaya dair hiçbir kontrol olmadığı için sorunlar artıyor, çözümler gecikiyor. Yapısal politikaların eksikliği bizim alanı da etkiliyor.

Nahide Mutlu: Bir de yapanın yaptığı yanına kâr kalıyor. Yaptırım yok. Yaptırım bir tek Canan Karatay’a…Hiç öyle grupların içine dâhil olmadığım halde mesela YouTube bazen önüme bir video getiriyor. Faşist, ırkçı söylemler oluyor. 

Ahu Somay: Ne zaman değişir sosyal medyanın etkisi?

Nahide Mutlu: Sıradaki “next” bir platform hangisi olacaksa, o platform öne çıkınca.  Pandemi sürecinde Netflix, Gain, Exxen vb. öne çıktı zaten. İnsanın istediği yemek belgeseli, yemek programı seyretmekse bir buçuk dakikalık bir Instagram videosunu değil Lezzetin Kökenleri’ni arar bulur. Birçok insanın sosyal medyadan uzaklaşmak istediğini görüyorum.

Wasa ve Füme Somon

“Bana göre yemekleri özel kılan şey tariflerdeki “zekice” dokunuşlar. Bu zeka mükemmel bir bileşim yakalamakla veya sıra dışı bir teknik uygulamakla kendini gösterebilir. Basit ama mükemmel lezzet uyumu nedeniyle çok sevdiğim bir atıştırmalık tarifi…”

Hazırlanışı

Wasa dilimlerinin üzerine krem peyniri kalınca sürün. Üzerine bir dilim füme somonu düzgünce yerleştirin, dereotu ile süsleyin.

– Malzemeler –

1 kişilik porsiyon:

  • 2 dilim Wasa Original
  • 2 dilim füme somon
  • yeteri kadar krem peynir (labne de olabilir)
  • süslemek için dereotu
Related Posts